Dünyadan Haberler
Moderator
Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif gruplardan oluşan bir koalisyon, 27 Kasım'dan bu yana sadece birkaç gün içinde Suriye askerlerini süpürdü ve Halep içinde etkin olmaya başardı. HTŞ, sert uygulamaları ile biliniyordu. Ancak son saldırıda, örgütün esir aldığı, kafa kesmediği, sivillere saygılı davrandığı, çocuklara çikolata dağıttığına ilişkin görüntüler servis edildi. HTŞ'nin geçen süre içinde önemli taktik ve siyasi propaganda yöntemleri geliştirdiği anlaşılıyor. 2016 yılında El Nusra'dan ayrılan örgütün lideri El Golani de, uzun zamandır imaj değişikliği yapmaya çalışıyordu. Golani, bir ara ABD ile iyi ilişkiler kurmak istedi, sivil kıyafet giyerek halka hizmet çalışmalarında bulunup radikal olmadığını göstermek istedi.
Suriye'deki muhalif kalkışmanın önemli aktörlerinden olan HTŞ, son saldırıda ciddi propaganda yapıyor. HTŞ 2011 yılında El Kaide'ye doğrudan bağlı olarak Nusra Cephesi adı altında kuruldu. Daha sonra aralarında anlaşmazlık çıktı, bağlılığı reddetti ve kendi yapısını oluşturdu.
Bölgedeki örgütler genelde kafa kesme, farklı dinlerde olanlara baskı, sorgusuz infaz gibi görüntülerle özdeşleşmişti. Geçmişte bu tür eylemleri olan örgütün, son saldırısında yeni bir taktik izlediği anlaşılıyor. Bu durum siyasi analistlerin de dikkatini çekti. BBC Editörü James Bowen, son olayları irdelediği yazısında, örgütün bu yöntemini analiz etti. Bowen'in saptaması şöyle:
KATI SÖYLEMİ BIRAKTI
"HTŞ'nin kökleri El Kaide'dedir, ancak 2016'da grupla yollarını ayırmış ve zaman zaman grubun sadık yandaşlarıyla savaşmıştır. Ancak HTŞ hala BM Güvenlik Konseyi ve ABD, Avrupa Birliği, Türkiye ve İngiltere gibi ülkeler tarafından terörist grup olarak tanımlanmaktadır. (Suriye rejimi tüm muhaliflerine terörist diyor.) HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Cevlani, Irak ve Suriye'de cihatçı bir lider olarak uzun bir geçmişe sahiptir. Ancak son yıllarda, grubunun çekiciliğini genişletmek için katı cihatçı ideolojiden uzaklaştı. Resmi duyuruları cihatçı dil ve İslamcı referanslardan kaçınıyor."
AMAÇ HALKI KAZANMAK
Bowen, örgütün, Suriyelilerin radikal dini söylemlerden hoşlanmadığının da farkında olduğunu belirtirken, şu tespiti aktardı:
"BBC Monitoring'deki cihatçı medya uzmanı Mina el-Lami'ye göre tarafsız dil, yaşananları HTŞ'nin cihatçı geçmişinden uzaklaştırmak ve saldırıyı rejime karşı ortak bir isyancı teşebbüsü olarak sunmak için tasarlandı. 2011'den sonraki savaşın ilk yılı veya daha sonrasında demokrasi yanlısı gösteriler bastırıldıktan sonra cihatçı gruplar isyana hakim olmaya başlayınca, birçok Suriyeli ya tarafsız kaldı ya da İslam Devleti'nin katil cihatçı ideolojisinden korktukları için isteksizce rejimin tarafını tuttu."
SİVİLLERE ÇİKOLATA VE KESİNTİSİZ PROPAGANDA
HTŞ, operasyon sırasında birçok dilden video çekiyor ve sosyal medyada yayınlıyor. Gazeteci olarak görevlendirdiği elemanları, düzenli video paylaşıyor. Bu videolar arasında Suriye askerlerinin normal esir gibi tutuklandığı, sorgulandığı görüntüler de var. Geçmişte kafa kesme ve sorgusuz infaz gibi görüntülerin yerini, ılımlı davranan militan görüntüleri almış durumda. Operasyonlarının neredeyse her aşamasını çekip yayınlayan örgüt elemanları, sivillere saygılı olduklarını vurguluyorlar.
Çatışma görüntülerinden örgütün Sovyet yapımı T-72, T-62 ve T-55 tanklarını ele geçirdiği görülüyor. Bunların bir bölümüne örgüt elemanları kullanıyor. Askeri havaalanları da ele geçirilmiş görünüyor ancak görüntülerdeki uçakların bazılarının uzun yıllardın hizmet dışı kalmış görüntüsü var. İŞİD daha önce Musul'a saldırdığında çok sayıda Drone kullandı. Örgütün o dönemde 300'e yakın Drone uçurduğu tahmin ediliyordu.
Halep'e saldırısında çekilen videolardan örgüt elemanlarının silah ve malzeme yönünden iyi donatıldığı anlaşılıyor. Propaganda videolarında gece görüş gözlüklerine sahip militanlar da görülüyor. Dikkat çeken saldırı yöntemlerinden birisi örgütün insansız hava araçlarını etkin kullanımın. Suriye'li bazı yetkililerin bu araçlarla öldürüldüğüne ilişkin videolar da var.
Örgütün, doğrudan çatışmalara girmek yerine, elemanlarını düşman ateşinden mümkün olduğu kadar korumayı amaçlayan bu saldırı taktiği, Suriye ordusuna zaiyat verdirmiş görünüyor. Suriye zırhlı araçlarına, askeri kontrol noktalarına yapılan bu tür saldırıların görüntüleri, etkili olduklarını da gösteriyor.
HTŞ KİMDİR?
Heyet Tahrir Eş-Şam (HTŞ) Suriye’de rejim karşıtı grupların en kuvvetlisi olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin dışında ABD ve BM de HTŞ’yi terör örgütü olarak tanımlıyor. Örgüt El Kaide’nin Suriye kolu olan El Nusra'nın bir devamı olarak görülüyor. Nitekim HTŞ’nin lideri Ebu Muhammed Golani, El Nusra cephesinin lideriydi. Örgüt, İdlib’de önemli oranda toprağı uzun süredir kontrolünde tutuyor. Ebu Muhammed el-Golani, 2011'de Suriye savaşının ilk aylarında El Kaide'nin Suriye kolunun lideri olarak ortaya çıktı.
Temmuz 2016'da Nusra Cephesi adını Fetih el-Şam Cephesi olarak değiştirdi ve el-Kaide ile bağlarını kestiğini söyledi; bu birçok kişi tarafından imajını düzeltme girişimi olarak görüldü. Fetih el-Şam daha sonra birkaç başka grupla birleşti ve Hayat Tahrir el-Şam oldu. O dönemde, el-Golani ilk kez yüzünü halka gösterdi ve giyim tarzını beyaz sarık ve cübbelerden gömlek ve pantolonlara çevirdi. Savaşçıları, yenilgilerinden sonra İdlib'e kaçan İslam Devleti grubu militanlarının peşine düştü ve HTS'den ayrılan sıkı el-Kaide üyelerini de içeren bir diğer militan grup olan Horas al-Din veya "Din Muhafızları"na saldırdı.
Golani ve grubu, bombalı saldırılar yaparken, batılı güçlere saldırmaya başladı. Grup bu arada, dini azınlıkların mallarına el koydu, kadınların tesettür giyimini denetlemek için dini polis görevlendirdi.
Grup 2016'da El Kaide ile bağlarını kopardı.
ÖRGÜT ILIMLI POLİTİKA İZLEMEYE BAŞLADI
Temmuz 2016'da Nusra Cephesi adını Fetih el-Şam Cephesi olarak değiştirdi ve el-Kaide ile bağlarını kestiğini söyledi; bu birçok kişi tarafından imajını düzeltme girişimi olarak görüldü. Fetih el-Şam daha sonra birkaç başka grupla birleşti ve Hayat Tahrir el-Şam oldu.
O dönemde, el-Golani ilk kez yüzünü halka gösterdi ve giyim tarzını beyaz sarık ve cübbelerden gömlek ve pantolonlara çevirdi. Savaşçıları, yenilgilerinden sonra İdlib'e kaçan İslam Devleti grubu militanlarının peşine düştü.
HTŞ, kendilerinden ayrılan radikal el-Kaide üyelerini de içeren bir diğer militan grup olan Horas al-Din veya "Din Muhafızları"na da saldırdı.
Golani, bölgesindeki bazı aşırılıkçı gruplara baskı yaptı ve giderek kendisini diğer dinlerin koruyucusu olarak göstermeye başladı. Geçen yıl İdlib şehrinde yıllar sonra ilk Hristiyan ayinine izin verilmesi de örgütün bu amacının parçası. Golani, yakın zamanda tamamen farklı bir portre çizerek, ılımlı mesajlar vermeye başladı. Bölgedeki aşırı radikal gruplara baskı yaptı, bir süre dini polisi de dağıttı.
Doğum adı Ahmed Hüseyin El Şara olan Ebu Muhammed el Golani, 1982’de Riyad’da doğdu. Golani'nin dedesi, 1967’de İsrail’in Golan Tepeleri’ni işgali sırasında topraklarını kaybetmişti. Golani'nin babası Nasır yanlısı bir Arap milliyetçisiydi ve Suriye’deki Baas rejimi babasını üç kez hapse attı. Baba El Şara, Ürdün’de Filistinli gerillalarla çalıştı. Irak’ta ekonomi ve siyaset eğitimi aldı. Aile 1989’da Şam’a döndü.
Golani kod adını, ailesinin göç ettiği Golan Tepeleri’nden aldı.
Golani, 2003’te ABD işgaline karşı Irak’a geçti ve Musul’da El Kaide lideri Zerkavi’nin örgütüne katıldı. Örgüt, Amerikan askerlerine ve Şii sivillere yönelik intihar saldırıları düzenledi. ABD güçleri 2005’te Golani’yi tutukladı. Bucca, Ebu Gureyb ve Cropper hapishanelerinde 5 yıl kaldı. Burada IŞİD’in gelecekteki dokuz üst düzey komutanıyla tanıştı. El Golani, hapishanede 50 sayfalık bir mücadele stratejisi belgesi hazırladı. Suriye’de mezhep çatışmasından uzak durmayı ve sadece Esad rejimine odaklanmayı önerdi. IŞİD’in lideri Bağdadi, 2011’de Golani’yi Suriye’ye gönderdi. El Golani, Suriye’ye geçerek Nusra Cephesi’ni kurdu. Örgüt, bir yılda 5 bin cihatçıya ulaştı.
Golani, Körfez ülkelerinden zengin destekçiler buldu. Batılı gazetecileri kaçırıp fidye aldı. Amerikalı gazeteci Theo Padnos, iki yıl Nusra’nın hapishanelerinde tutuldu. Örgüt petrol, kaçakçılık ve haraçtan da büyük gelir elde etti.
IŞİD, 2013’te o zamana kadar epeyce güçlenmiş olan El Nusra’yı kendine bağlamak istedi. Golani bu talebi reddetti. Golani, IŞİD yerine El Kaide lideri Zevahiri’ye bağlılık yemini etti. Bunun üzerine IŞİD ve El Nusra arasında kanlı çatışmalar yaşandı. Nusra, IŞİD’i Suriye’nin kuzeybatısından çıkardı. Golani, 2015’te El Cezire’ye yüzünü gizleyerek bir röportaj verdi ve Batı’yı hedef almayacaklarını açıkladı.
HTŞ BÖLGEDE NASIL BÜYÜDÜ?
El Nusra, 2014’te askeri ve siyasi ağırlığını İdlib-Halep-Hama üçgenine vermişti.
Örgüt, El Kaide ve IŞİD’den kaçan yabancı cihatçıları bünyesine kattı. Golani güçleri, Şam’ın doğu mahallesi Guta’da bile varlık gösterdi. Rejimin kuşatması sonrası buradan çekilmek zorunda kaldı. Örgüt, 2015’te Ceysül Fetih çatısı altında İdlib şehir merkezine ilk kez girmişti. 2014’te muhalif unsurlar Halep’ten çekilirken El Nusra ve bazı cihatçı gruplar bu kente yerleşmişti. Golani 2016’da El Nusra’dan koptu ve örgütü Fetih el-Şam adını aldı. Aralık 2016’ya kadar Halep kırsalı Golani güçlerinin merkez üssü haline geldi.
Golani, 2019’da İdlib’in tamamını ele geçirdi. HTŞ, El Şam Bankası ve Vatad Petrol üzerinden bölge ekonomisini kontrolüne aldı. Muhammed Golani, Kurtuluş Hükümeti adıyla bir yönetim kurdu. HTŞ lideri, İdlib’i yönetmek için yeni bir strateji izledi. Sivillere yönelik hizmetleri artırdı. Yollar yaptı, hastaneler açtı. Örgüt, eğitim ve yargı alanında da söz sahibi oldu. HTŞ artık İdlib’de “devlet” gibi davranıyor.
TRUMP YÖNETİMİYLE TEMAS KURMAYA ÇALIŞTI
Golani 2021’de ABD’li gazeteci Martin Smith’e röportaj verdi. IŞİD ve El Kaide’yi geçmişte bıraktığını, HTŞ’nin Batı için tehdit oluşturmadığını iddia etti. Trump döneminde Amerikan yönetimiyle temas kurmaya çalıştı. HTŞ lideri artık takım elbise giyiyor ve İdlib’deki sivil projeleri denetliyor. Çadır kentleri ziyaret ediyor, yol yapımını kontrol ediyor.