Teknoloji
Moderator
Bilim insanları sevgi türleri ve beyin arasındaki bağlantı ile ilgili yeni bir araştırma yayımladı. Uzmanlar farklı sevgi türlerinin beynin hangi bölümlerini harekete geçirdiğini tespit etti.
Finlandiya'da bulunan Aalto Üniversitesi'nden araştırmacılar, sevgi ve aşkın beynin hangi bölgelerini harekete geçirdiğini ortaya koyan yeni bir çalışma gerçekleştirdi. Çalışmanın ortak yazarı filozof Pärttyli Rinne, farklı sevgi türleriyle ilişkili beyin aktivitesine dair önceki araştırmalardan daha kapsamlı bir resim sunduklarını belirtti.
Rinne'nin liderliğindeki ekip, geçen yıl 27 farklı sevgi türünün vücutta hangi bölgelerde hissedildiğini belirlemişti. Yapılan araştırmada örneğin tutkulu bir aşk ve yaşama sevgisinin bütün bedene yayıldığı kaydedilmişti. Ancak Rinne ve ekip arkadaşları yeni çalışmada bütün vücut yerine sadece beyne odaklandı.
Çalışma kapsamında Helsinki'de yaşayan ve uzun süredir mutlu bir ilişki içinde olan 55 katılımcının beyin hareketleri MR taraması ile izlendi. 29'u kadın, 26'sı erkek olan katılımcılarının yaklaşık yarısının evcil hayvanın bulunduğuda belirtildi.
Araştırmacılar, katılımcılara 6 farklı sevgi biçimini harekete geçirecek hikayeler anlattı: evlat sevgisi, arkadaş sevgisi, doğa sevgisi, evcil hayvan sevgisi, aşk ve yabancıya duyulan sevgi. Sonuçlara göre, beyindeki aktivite sevginin nesnesine bağlı olarak farklılık gösterdi. Örneğin, bir insana duyulan sevgi ile evcil hayvan veya doğa sevgisi beynin farklı bölgelerini harekete geçirdi.Araştırmanın en dikkat çekici bulgusu, insanlara duyulan sevgi türleriyle ilişkili beyin bölgelerinin oldukça benzer olmasıydı. Ancak bu bölgelerin aktivasyon dereceleri değişkenlik gösterdi. En güçlü beyin aktivitesinin evlat sevgisinde gözlendiği belirtilirken, onu aşk takip etti.
Rinne, "Evlat sevgisinde, beynin ödül sisteminin derinliklerinde, striatum bölgesinde aktivasyon gözlemlendi ve bu durum başka hiçbir sevgi türünde görülmedi" dedi. Doğa sevgisinin ise beynin ödül sistemi ve görsel işlemeyle ilgili bölgelerini harekete geçirdiği ancak sosyalleşmeyle ilgili alanları etkilemediği ifade edildi.
Çalışmanın bir diğer ilginç bulgusu, bir kişinin evcil hayvan sahibi olup olmadığını beyin hareketlerinden anlayabilmekti. Rinne, "Evcil hayvan sevgisi ve buna bağlı beyin aktivitesi incelendiğinde, sosyallikle ilişkili beyin bölgeleri kişinin evcil hayvan sahibi olup olmadığını istatistiksel olarak ortaya koyuyor" şeklinde bilgi verdi.
Araştırmacılar, elde edilen bulguların bağlanma bozuklukları, depresyon ve ilişki sorunlarına yönelik daha etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayacağını umuyor.