Teknoloji
Moderator
Çinli ve ABD'li bilim insanlarının çalışması, boynuzlu dinozorların evrim sürecinde büyüyüp güçlenirken zeka, işitme ve koku alma yetilerinde düşüş yaşadığını ortaya koydu. Araştırma, ceratopsianların hayatta kalma stratejilerindeki değişimlere ışık tutuyor.
Çinli ve ABD'li bilim insanları arasında yapılan ortak bir çalışma, boynuzlu dinozorların 100 milyon yıl içinde daha büyük boyutlara evrilirken zeka, işitme ve koku alma duyularında bir düşüş yaşadıklarını ortaya koydu. Geçtiğimiz günlerde Paleobiology dergisinde yayınlanan araştırma, Wuhan'daki Çin Yerbilimleri Üniversitesi'ne (CUG) bağlı bilim insanları tarafından yürütüldü.
Boynuzlu dinozorlar veya ceratopsianlar, Jura ve Kretase dönemlerinde yaşamış bir grup otçul dinozordur. İlk ceratopsianlar bir ila iki metre uzunluğunda küçük, iki ayaklı dinozorlardı. Milyonlarca yıl içinde, dokuz metreye kadar büyüyen triceratops gibi dört ayaklı devasa türlere dönüştüler.
Bu büyümeye eşlik eden fiziksel ve nörolojik değişiklikler paleontologları uzun süredir şaşırtıyor. Bilim insanları, erken dönem ceratopsian dinozorların kafatası boşluklarının morfolojisini inceleyerek bu eski canlıların davranışlarına ışık tuttu.
Araştırma ekibi, reçine gibi malzemeler kullanarak kafatası boşluğunun fiziksel bir kalıbını oluşturmanın geleneksel yöntemi yerine, dinozor kafataslarını taramak ve kafatası boşluklarının modellerini dijital olarak yeniden yapılandırmak için bilgisayarlı tomografi kullandı. Geç Jurasik Yinlong ve Erken Kretase Liaoceratops ve Psittacosaurus da dahil olmak üzere üç erken ayrışan ceratopsianın kafatası yapılarını ayrıntılı olarak analiz ettiler.
Bilim insanları, erken dönem ceratopsianların daha sonraki büyük muadillerine göre daha keskin işitme ve koku alma duyularına sahip oldukları sonucunu çıkardılar. Ayrıca araştırmacılar erken dönem boynuzlu dinozorların, günümüz sürüngenlerinin çoğundan bile daha yüksek, nispeten büyük beyin hacimlerine sahip olduklarını ortaya koydu.
CUG'da doçent olan Han Fenglu daha küçük ceratopsianların yırtıcılardan kaçmak için keskin duyulara güvendiğini, önemli vücut kütlesi ve savunma amaçlı kemikli boynuzlarla donatılmış daha büyük türlerin ise hayatta kalmak için muhtemelen duyusal keskinliğe daha az bağlı olduğunu açıkladı. Han, çalışmanın ayrıca biyolojik evrimin daha geniş ilkelerine ilişkin değerli bilgiler sunduğunu da sözlerine ekledi.